CAN VERME HALİ

CAN VERME HALİ


İnsanın zor anlarından biride can verme halidir. Özellikle mal, mülk, makam düşkünü insanlar kendilerini dünyaya fazla bağladıklarından onu bırakıp gitmek kendilerine çok zor gelir. Ruh yıllardır badene alışmıştır. Bedenle sıkı bir bağ kurmuştur. Şayet insan zamanında hep bedenin meşru ve gayrı meşru isteklerine olumlu cevap vermiş ruhunu ihmal etmişse ruhun beden ayrılığı daha da zorlaşır. Sonuç olarak ölüm kendini yetiştirmemiş insan için daha da zordur.
Can vermekte olan bir Müslüman’ a karşı Müslüman olarak görevlerimiz vardır. Onları kısaca açıklayalım. Bir Müslüman canını rabbul alemine teslim etmeye başladığı zaman, ayaklarının altı kıbleye gelecek şekilde bedeni çevrilir. Elleri yanına uzatılır. Ölen insan çok susar. Dolayısıyla damlalar halinde aralıklarla boğazına su damlatmak ve dudaklarını ıslatmak gerekir. Şeytanın ölen insanın başının üzerinde durduğu ve onun susuzluğundan faydalanarak eline bir tas su alarak “bu suyu ister misin? İstiyor isen bana secde et” dediği hadislerde geçmiştir. Son anda insanın imanını elinden almak isteyen şeytana karşı dikkatli olunmalıdır. Dolayısıyla ölmek üzere olan insanın başında durup kelime-i şehadeti söylemesine yardımcı olmak gerek. Kelime-i şehadet ise şöyledir; “Eşhedu enla ilahe illellah ve Eşhedu enne Muhammeden resulullah ve Eşhedu enne aliyen veliyullah”. Kolay can vermesini sağlamak için başının üzerinde Yasin, saffat sürelerini veya Kuran’ın herhangi bir yerinden okumak iyidir. Yine namaz kıldığı yere uzatılması kolay can vermesine sebep olacaktır. Rahmet meleklerinin uzaklaşmasına sebep olacağı için cenabetli veya adetli kadınların can veren insanın yanında durması iyi değildir. Can veren şahsın yanında, yüksek sesle konuşulması, özellikle kadınların ağlaması ölmek üzere olan şahsı rahatsız edeceğinden bu gibi işlerden uzak durulması gerekilir.
Buraya kadar anlattıklarımız ölmek üzere olan şahıslara karşı vazifelerimizdi. Şimdi ise öldükten sonra ki vazifelerimizi öğrenelim. Şahıs canını Allah’a teslim ettikten sonra cenaze yıkanması bitinceye kadar ayaklarının altı kıbleye gelecek şekilde kalmalıdır. Hatta yıkandığında da yönü bu şekil olmalıdır. Öldükten hemen sonra göz kapakları kapatılmalı, takma dişleri varsa çıkarılmalı, eğer ağzı açıksa bir bezi çenesinden tepesine doğru getirilerek ağzı kapatılmalıdır. Kolları yanına uzatılmalı, avuçları kapalıysa açılmalıdır. Bacakları yan yana getirilerek ayakları birleştirilmelidir. Beden soğuduktan sonra bu işleri yapmak çok zor olduğu için öldükten hemen sonra bu işleri yapmak gerekir. Üzerine bir örtü çekerek karanlık olmayan bir odaya bırakmak gerekir, karanlıksa ışığını yakmak iyidir. Cenazeyi bekletmek iyi değildir. İmkan dahilinde hemen defnetmek gerekir. Şayet ölü hamile olurda çocuğun yaşama imkanı varsa ölünün sol tarafı açılarak çocuk çıkarılmalıdır. Aksi halde gerek yoktur.
Cenaze yıkanmadan önce bedeni soğuyan bir cenazeye biri dokunu veya elini vurursa “messi meyyit” guslü yani ölüye dokunma guslü almalıdır. Ama ölenin bedeni soğumamışsa veya ölen şahsa cenaze guslü verilmişse ona dokunmanın sakıncası yoktur ve dokunan şahsa hiçbir gusülde gelmez.
Cenaze yıkanıp kefenlendikten sonra sağ tarafı kıbleye gelecek şekilde cenaze namazı kılınması için yere bırakılır. Cenazenin bırakıldığı yer cenaze namazını kılan şahsın dizinden yukarı da olmaması iyidir.

Google+ WhatsApp