Kurân'ın Şefaat ve Şikayeti
Kur’an-ı Kerim canlı bir varlıktır; insanların amel, ahlak ve inançlarına şahittir; kıyamette de insan ile uyumlu bir sûrette ortaya çıkacaktır.
Kur’an-ı Kerim canlı bir varlıktır; insanların amel, ahlak ve inançlarına şahittir; kıyamette de insan ile uyumlu bir sûrette ortaya çıkacaktır.
Bundan ortaya çıkıyor ki, af ve mağfiret her ne kadar zihni değerlendirme bakımından birbirinden farklı iseler ve biri diğerinin uzantısı ise de, sonuçta ifade ettikleri anlam bakımından birdirler.
Şia'nın başlangıç noktasını Peygamber (s.a.a) efendimizin hayatta bulunduğu dönem olarak bilmek gerekir.
Şaşarım şu insana ki bir yağ parçasıyla görmektedir, bir et parçasıyla söylemekte; bir kemikle doymaktadır, bir delikle soluk almakta.
Akıllının gönlü, sırrının sandığıdır. Güler yüz, güzel huy dostluk ağıdır; tahammülse ayıpların kabridir.
İman dört direk üstünde durur: Sabır, yakin, adalet, cihat. Sabır dört kısımdır: Özlem, korku, çekinmek, tetikte durmak. Cenneti özleyen dileklerden vazgeçer.
Gerçekten de siz, içinizden, ölen kişinin gördüğünü görseydiniz feryat eder, inleyip sızlardınız; korkardınız; dinlerdiniz; itaat ederdiniz.
Bunlar sana nereden geldi ey Meryem?" diye sorardı. O da; "Allah katından. Allah dilediğine hesapsız rızk verir.
Sana kitabı indiren O'dur. Ondan bir kısım ayetler muhkemdir ki onlar kitabın anasıdır. Diğerleri ise müteşabihtir. Kalplerinde bir kayma olanlar, fitne çıkarmak ve yorumunu yapmak için ondan müteşabih olanına uyarlar. Oysa onun tevilini Allah'tan başkası bilmez. İlimde derinleşenler ise: "Biz ona inandık, tümü Rabbimizin katındandır" derler. Temiz akıl sahiplerinden başkası öğüt alıp-düşünmez.
Hiç şüphesiz, rızk veren O, metin kuvvet sahibi olan Allah'tır. ayeti belirleyici sınırlandırıcı ifade tarzıyla sırasıyla şu hususları ifade etmektedir
or: Allah'a yakın olmak ve cennet nimetine ermek, daha önce Allah'ın mağfiretine nail olmaya, tövbe ve benzeri yollarla şirkin ve günahların pasından arınmaya bağlıdır.
Ey inananlar! Namaza durmak istediğiniz zaman, yüzlerinizi ve dirseklere kadar ellerinizi yıkayın, başınızın bir kısmını ve üzerindeki çıkıntıya kadar ayaklarınızın bir kısmını mesh edin.
Defalarca değindiğimiz gibi Kur'ân-ı Kerim, önem verdiği meseleleri ele alırken, vurgulu ve sert bir üslûp kullanır.
Kur'an, Arapların, İslâm'ın ortaya çıkışına bitişik dönemini cahiliye dönemi diye adlandırır. Bunun tek anlamı, o günün Arapları arasında bilginin değil de bilgisizliğin, bütün işlerinde hakkın değil de batılın ve sakat görüşün egemen olduğunu vurgulamaktır.
Hiç şüphesiz insan yapısında onu çocuklar, kadınlar, kişisel şeref ve itibar gibi saygı gösterdiği ve önem verdiği değerleri savunmaya sevk eden bir içgüdü vardır.